Film ve kitaplardan gerçek İngilizce'yi öğrenin.
Öğrenmek ve diğer öğrencilerle alıştırma için kelime veya kalıp ekleyin.
Video klibin başlangıcını ve sonunu düzenlemek için kaydırıcıyı kullanın
Daha fazla çalışma için ifadeyi eklemek istediğiniz eğitim simgelerini tıklayın
Çeviriyi görmek için kelimeye tıkla veya kalıbı seç
Öğrenmek için kelime/kalıp eklemek için "ekle"ye tıklayın
Öğrenmeye başla
To begin with,
this case should never have come to trial.
The State has not produced one iota... of medical evidence...
that the crime Tom Robinson is charged with... ever took place.
lt has relied, instead, upon the testimony of two witnesses...
whose evidence has not only been called into serious question...
on cross-examination,
but has been flatly contradicted by the defendant.
There is circumstantial evidence to indicate that...
Mayella Ewell was beaten savagely...
by someone who led, almost exclusively, with his left.
And Tom Robinson now sits before you having taken the oath...
with the only good hand he possesses, his right.
l have nothing but pity in my heart...
for the chief witness for the State.
She is the victim of cruel poverty and ignorance.
But my pity... does not extend so far...
as to her putting a man's life at stake,
which she has done in an effort to get rid of her own guilt.
Now l say ''guilt,'' gentlemen,
because it was guilt that motivated her.
She's committed no crime.
She has merely broken a rigid and time-honored...
code of our society--
a code so severe that whoever breaks it is hounded from our midst...
as unfit to live with.
She must destroy the evidence... of her offense.
But what was the evidence of her offense ?
Tom Robinson, a human being.
She must put Tom Robinson away from her.
Tom Robinson was to her a daily reminder... of what she did.
Now, what did she do ?
She tempted a Negro.
witnesses - tanıklar
which - hangi
unfit - elverişsiz
testimony - tanıklık
tempted - cazip
taken - alınmış
society - toplum
should - meli
trial - deneme
serious - Ciddi
savagely - vahşice
rigid - katı
relied - dayanıyordu
there - Orada
question - soru
poverty - yoksulluk
possesses - sahip
place - yer
evidence - kanıt
robinson - robinson
daily - günlük
beaten - dövülmüş
medical - Tıbbi
right - Sağ
putting - koyarak
crime - suç
circumstantial - ikinci derecede
extend - uzatmak
chief - şef
victim - kurban
contradicted - aksini
begin - başla
stake - kazık
effort - çaba
cross - çapraz
charged - yüklü
witness - Tanık
called - denilen
before - önce
motivated - motive
almost - neredeyse
merely - sadece
because - Çünkü
committed - taahhüt
someone - Birisi
defendant - sanık
breaks - sonları
ewell - ewell
offense - suç
examination - sınav
produced - üretilmiş
instead - yerine
whose - kimin
exclusively - sadece
flatly - açıkça
gentlemen - beyler
guilt - suç
having - sahip olan
heart - kalp
cruel - acımasız
honored - şerefli
hounded - hounded
broken - kırık
never - asla
whoever - her kim
state - belirtmek, bildirmek
human - insan
ignorance - cehalet
reminder - hatırlatma
destroy - yıkmak
indicate - belirtmek
mayella - mayella
negro - zenci
severe - şiddetli
being - olmak
midst - ortasında
nothing - hiçbir şey değil
Çeviriyi görmek için kelimeye tıkla veya kalıbı seç
Öğrenmek için kelime/kalıp eklemek için "ekle"ye tıklayın
Konuşma alanında Google Çeviri kullanıyoruz. Lütfen dilinizi seçiniz.